Bu Blogda Ara

29 Mayıs 2012 Salı

Lan Hikmet!



Cuma sabahıydı... Evden çıkmak için uyanmam gereken saati yine yarım kadarından kaçırmıştım. Telefonun saati zaten  sürekli geriye atıyor artık paraya kıyıp yeni bir telefon almak lazımdı.. Tabi bunu düşünmenin vakti değil şimdi. Kafam kazan gibi, ağzımın içi bataklıktan beter.. Kafamı kaldırmamla içerden  SİKTİR LAAAN!! sesinin gelmesi bir oldu. Don paça içeri koştum evde kimse yok. Balkona doğru koştum. Hikmet. Elinde silah kafasına dayamış. Şakınlığı üstümden attıktan sonra içeri girip hızlıca üzerime bi kaç parça geçirdim. Polis gelmiş yapma etme diyor annesi Nazan teyze kaldırımın kenarında bayılmış, bakkalın eşi bileklerine kolonyağını boşaltıyor. Hikmet YETER LAN, YETER diye bağırıp çağırmaya devam ediyordu. Bir yandan hezırlanmam gerekiyor ama donup kalmıştım, Hikmet'i gözüme kestiriyorum buradan üstüne atlasam acaba bi işe yarar m ı diye. Yok lan 3. kattayım atlarsam benim kemikler gider hepten işi boka sarar. Derken Hikmet bayıldı.

Neyse bu hikayenin hiçbir önemi yok.  Hikmet'i aslında pek sevmezdim. Annesi desen dedikoducu kadının tekiydi. Bunların hepsi küçük basit hikayeler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder